Tenkid

Son Yüzyıl “Kur’an İslâmı” Söyleminin Fıkhî İmkansızlığı ve Meallerdeki Kaos

Giriş: Metodolojik Anarşi ve Kodifikasyon Problemi

İslam düşünce tarihinde son yüzyıl, geleneksel bilgi kaynaklarının ve istidlal yöntemlerinin daha önce hiç görülmemiş bir şiddetle sorgulandığı, sarsıldığı ve yeniden tanımlanmaya çalışıldığı bir dönem olmuştur. Geleneksel fıkıh usulünde hiyerarşik bir bütünlük arz eden “Kitap, Sünnet, İcma ve Kıyas” dörtlüsü, modern dönemde ortaya çıkan ve kendilerini “Kur’an İslamı”, “Mealizm” veya “İndirilmiş Din Savunucuları” olarak tanımlayan zümreler tarafından yapıbozuma uğratılmıştır. Bu hareketin temel iddiası; tarihsel süreçte İslam’ın içine sızdığı öne sürülen İsrailiyat, uydurma hadisler ve Emevi/Abbasi örfünün dini aslından saptırdığı, tek kurtuluşun “yalnızca Kur’an”a dönüş olduğu yönündedir.1

Ancak, bu iddialı çıkışın üzerinden geçen bir asırlık süre zarfında, hareketin kendi içinde tutarlı bir hukuk sistemi (fıkıh), uygulanabilir bir sosyal düzen (muamelat) ve üzerinde uzlaşılmış bir ibadet formülasyonu (ilmihal) üretemediği; kullanıcının da isabetle tespit ettiği üzere “bir fıkıh kitabı yazamadığı” görülmektedir. İşbu rapor, bu zümrenin muamelat alanındaki derin çelişkilerini incelerken, özellikle “Geleneksel fıkıhta da mezhepler (Hanefi, Şafii vb.) arasında ihtilaf vardır, dolayısıyla bizim farklılıklarımız da doğaldır” şeklindeki savunmanın ilmî tutarsızlığını, mantıksal iflasını ve bir “mugolata” (safsata) olduğunu delillendirmektedir.

Bölüm 1: Mezhep İhtilafı ile Mealist Kaos Arasındaki Ontolojik Uçurum

Mealistlerin/Hadis İnkarcılarının, kendi içlerindeki tutarsızlıkları meşrulaştırmak için sığındıkları “Sizde de mezhepler var” argümanı, bir “Kıyas-ı Ma’l-Fark” (Benzemeyen şeylerin kıyaslanması) örneğidir. Mezheplerin “İçtihat Farklılığı” (İhtilaf-ı Rahmet) ile Mealistlerin “Metodolojik Kaos”u (Tenakuz) arasında mahiyet farkı vardır. Bu iki durum, organize bir hukuk meclisindeki kanun yorumu tartışması ile anayasayı reddeden bir kalabalığın kargaşası arasındaki fark gibidir.

1. Usûl Birliği vs. Metodolojik Anarşi

Mezhepler arası ihtilaf, “Aynı anayasa ve aynı kanun yapma tekniği (Usûl-ü Fıkıh) üzerinde uzlaşmış hukukçuların, detaylardaki (füruat) yorum farkıdır.” Hanefi de Şafii de Kur’an’ı ve Sünnet’i kaynak kabul eder; delillerin hiyerarşisinde ve istinbat metotlarında (Nas, İcma, Kıyas) müşterektirler.2 Bir Hanefi ile Şafii arasındaki fark, aynı tıp fakültesinden mezun iki doktorun tedavi yöntemindeki nüans farkı gibidir; biri “ameliyat”, diğeri “ilaç” diyebilir ama ikisi de “tıp ilmine” ve “anatomiye” sadıktır.

Oysa Mealistler arasındaki durum, tıp doktoru ile şaman arasındaki fark gibidir. Biri “Hadisleri tamamen reddeder” (Edip Yüksel ekolü), diğeri “İşime geleni alırım” der (Yaşar Nuri Öztürk), öteki “Hadisler tarihseldir, bağlayıcı değildir” der (Mustafa Öztürk). Ortada bir “Usûl Birliği” yoktur. Bir metodoloji birliği sağlanamadığı için, varılan sonuçlar da (hükümler) birbirinden tamamen kopuk ve keyfidir. Mezheplerin ihtilafı “Metodolojik Çeşitlilik” iken, Mealistlerin durumu **”Metodolojik Anarşi”**dir.3

2. “Rahmet” Olan İhtilaf vs. “İfsat” Eden Tenakuz

Geleneksel fıkıhta ihtilaf, Ruhsat ve Azimet dengesi üzerine kuruludur ve “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” fehvasınca bir genişliktir.4 Örneğin; Hanefi’de kan abdesti bozar, Şafii’de bozmaz.5 Bu, bir Müslümanın savaşta, hastalıkta veya zorluk anında ibadetini sürdürebilmesi için bir “Güvenlik Alanı” oluşturur. Her iki görüş de “Namazın farz olduğu” ve “Abdestin gerekliliği” gerçeğini değiştirmez.

Mealistlerdeki durum ise “Rahmet” değil, “Dinin Sabitelerini İmha“dır:

  • Biri “Namaz 5 vakittir” derken (Bayındır), diğeri “3 vakittir” der (Ateş, Yüksel) 6, bir başkası “Namaz (salat) dua ve destektir, ritüel değildir” der (İskender Evrenesoğlu/Bazı marjinal görüşler).

  • Biri “Başörtüsü Allah’ın emridir” derken, diğeri “Bu Sümer rahibe kıyafetidir, Kur’an’da yoktur” diyerek farziyeti inkâr eder.7

Bu durum bir “genişlik” değil, hukukta “Tanımsızlık“tır. Hukukta tanımsızlık, kaos demektir. Mezhepler, binanın odalarının şeklini tartışırken; Mealistler binanın temelini dinamitlemektedir. “Kan abdesti bozar mı?” tartışması ile “Namaz var mı, yok mu?” tartışması aynı kefeye konulamaz.

3. Otorite vs. Enaniyet (Ego)

Mezhep imamları, “Nas” (Metin) karşısında kendi görüşlerini geri çekme ahlakına sahiptir. İmam Şafii, “Hadis sahih ise mezhebim odur” demiştir. Mealistlerde ise otorite “Kişinin Kendi Aklı ve Hevası”dır. Edip Yüksel’in “19 sistemine uymuyor” diye ayet inkâr etmesi (Tevbe son iki ayet) 8, “İçtihat” değil, “Dini Kendine Uydurma” (Tahrif) çabasıdır. Dolayısıyla Mealistlerin “Sizde de ihtilaf var” savunması, tutarsızlığı meşrulaştırma çabasından ibarettir.


Bölüm 2: Metodolojik Anarşinin Somut Delilleri

“Kur’an apaçıktır, herkes anlar” mottosuyla yola çıkan Mealistlerin, fıkhî hüküm içeren en temel ayetlerde bile birbirleriyle taban tabana zıt mealler vermeleri, hareketin “metodolojik iflasının” en büyük delilidir. Aşağıdaki örnekler, bir “Mealist Fıkıh” kitabının neden yazılamadığını; yazılsa bile her sayfasında “A grubuna göre haram, B grubuna göre farz” yazması gerekeceğini kanıtlar.

1. Nisa Suresi 34. Ayet: Kadına Şiddet mi, Boşanma mı?

Kelime: Vadribuhunne (Darb kökü).9

  • Fıkıh: Öğüt verin, yatakları ayırın, (son çare, sınırları çizilmiş ve sembolik olarak) dövün.

  • Mustafa İslamoğlu (Hayat Kitabı Kur’an): “…nihayet (geçici bir süre) ayırın/uzaklaştırın.” İslamoğlu, darb kelimesinin “sefere çıkmak, uzaklaşmak” anlamını merkeze alarak, ayeti “evden çıkarma” olarak çevirir.10

  • Edip Yüksel (Mesaj): “…onları çıkarın.” Yüksel de kelimeyi “dışarı atmak” olarak çevirir.11

  • Yaşar Nuri Öztürk: İlk meallerinde “dövün” derken, sonraki baskılarında tereddütlü ifadeler kullanmış, kamuoyu baskısına göre mealini revize etmiştir.12

  • Çelişki ve Hukuki Kriz: Bir “Kur’an Müslümanı” eşiyle sorun yaşadığında ne yapacaktır? İslamoğlu’na uyarsa kadını evden gönderecektir. Oysa bu eylem, Talak Suresi 1. ayetteki “Onları (iddet süresince) evlerinden çıkarmayın” emriyle açıkça çelişir ve kadını sokakta bırakır.13 Aynı fiil üzerinden biri “evden atmayı” (boşanma sürecini), diğeri “disiplini” anlıyor. Bu, bir hukuk skandalıdır.

2. Maide Suresi 6. Ayet: Ayaklar Yıkanır mı, Meshedilir mi?

Abdestin farzlarını anlatan ayetteki Erculekum (Ayaklarınız) kelimesinin okunuşu (harekesi) üzerindeki ihtilaf.14

  • Fıkıh: “…topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı da (yıkayın).” Ayakları, yıkanan “yüz” kelimesine atfeder. Yıkamak farzdır.15

  • Edip Yüksel (Mesaj): “…aşırı kemiklerine kadar ayaklarınızı mesh edin.” Yüksel, ayakların yıkanmasını reddeder, sadece ıslak elle silinmesini (mesh) farz kabul eder.16

  • Mustafa İslamoğlu: “…ayaklarınızı da (yıkayın ve/veya meshedin).” İslamoğlu burada her iki okuyuşun da mümkün olduğunu söyleyerek hükmü muğlak bırakır, ancak pratikte tercihe dayalı bir flu alan yaratır.17

  • Mehmet Okuyan: Ayakların yıkanmasını savunur ancak meshin de ayetten çıkabileceğini inkar etmez.18

  • Çelişki: Bir camide yan yana namaz kılan iki Mealistten biri ayağını yıkıyor, diğeri sadece siliyor. Yıkayan (Sünni veya Okuyancı), silenin (Yükselci) abdestini “geçersiz” sayabilir. Temel bir ibadet ritüelinde bile (abdest) birlik sağlanamamıştır. Mezheplerdeki “kan abdesti bozar mı” detayı değil, “uzuv yıkanacak mı silinecek mi” gibi temel bir eylem farkıdır.

3. Maide Suresi 38. Ayet: El Kesme mi, Gücünü Kesme mi?

Kelime: Fakta’û (Kesin).19

  • Fıkıh: Hırsızlık yapanın eli (belirli şartlar oluşunca, nisap miktarı vb. gözetilerek) bilekten kesilir.

  • İhsan Eliaçık (Yaşayan Kur’an): “Onların hırsızlık yapma imkanlarını/güçlerini kesin.” Eliaçık, ayeti metaforik yorumlayarak, hırsızlığa giden yolların kapatılması veya hapis cezası olarak tevil eder. Ona göre sosyal adalet yoksa ceza uygulanamaz.20

  • Edip Yüksel: Fiziksel kesmeyi (işaretlemek anlamında) savunur, ancak uygulamanın detaylarında gelenekten ayrılır.

  • Çelişki: Bir Mealist ceza hukukunda hırsıza hapis cezası verilirken, diğerinde uzuv kaybı cezası verilecektir. Hukukta “Kanunilik İlkesi” (Nullum crimen, nulla poena sine lege) gereği ceza kesin ve belirli olmalıdır. “Yoruma göre elin kesilebilir veya hapse girebilirsin” demek, hukukun iptalidir.

4. Miras Hukuku: Nisa 11-12 ve Matematiksel Kaos

Miras paylaşımı, Mealistlerin “Sistem” kuramadığının en net ispatıdır. “Matematik hatası” iddialarına karşı her biri farklı bir çözüm üretmiştir.

  • Edip Yüksel ve 19 Ekibi: Geleneksel fıkhın uyguladığı “Avl” (paydaları eşitleme) yöntemini reddederler. Yüksel, kendi geliştirdiği ve matris sistemine benzeyen bir yöntemle ayetleri “Matematiksel hata yok” diyerek savunur, ancak bu sistem Arapça gramer kurallarını zorlar ve 19 sistemine uydurma çabası taşır.21

  • Abdülaziz Bayındır (Süleymaniye Vakfı): O da “Avl”yı reddeder ve Edip Yüksel’in sistemini de “uydurma” bulur. Bayındır, ayetteki oranların sabit olmadığını, duruma göre değişen “değişkenler” olduğunu iddia ederek bambaşka bir hesaplama cetveli çıkarır.22

  • Soru: Bir miras davasında Yüksel’in cetveline göre mirasçı A kazanırken, Bayındır’ın cetveline göre mirasçı B kazanmaktadır. Hangi “Kur’an İslamı” uygulanacaktır? Burada mezheplerin teferruattaki farkı değil, matematiksel sonucun tamamen değiştiği bir kaos vardır.

5. Namaz Vakitleri: 3 mü, 5 mi?

  • Geleneksel: 5 Vakit – Tevatüren ve icma ile sabittir.24

  • Süleyman Ateş & Edip Yüksel: Kur’an’da sadece 3 vakit (Sabah, Akşam, Gece) ismen geçtiği iddiasıyla 5 vakit şart değildir, 3 vakit kılınabilir derler.25

  • Mustafa İslamoğlu & Abdülaziz Bayındır: 5 vakti savunurlar ancak vakitlerin giriş-çıkış saatlerinde (özellikle İmsak ve Yatsı) Diyanet ve geleneksel takvimlerle kavga ederler.26

  • Çelişki: Bir “Kur’an Müslümanı” günde 3 vakit kılarken, diğeri 5 vakit kılar ve 3 vakit kılanı “namazı eksiltmekle” suçlar. Mezheplerde vakitlerin girişinde dakikalık farklar varken, burada “Vaktin kendisi” tartışmalıdır.

6. Faiz (Riba) Tartışması: Banka Kredisi Helal mi?

  • Yaşar Nuri Öztürk: Enflasyon oranının altındaki faizin ve ticari kredilerin “Riba” kapsamında olmadığını, bunun “Faiz” olduğunu ve haram olmadığını savunmuştur. Ona göre enflasyon farkı faiz değildir.27

  • Abdülaziz Bayındır: Banka faizinin haram olduğunu ancak mevcut sistemin “Alışveriş faiz gibidir” diyerek ayeti tersyüz ettiğini savunur ve altın/gümüş standardını önerir.28

  • Caner Taslaman: Kripto paralar ve modern finans araçları konusunda daha liberal yorumlar getirir.

  • Çelişki: Biriyle banka kredisi çekmek “Helal”, diğeriyle “Allah’a harp açmak”tır. Bu, iktisadi bir sistemin kurulamayacağının ilanıdır.

Akademik İnceleme: İslamoğlu’nun “Gerekçeli Meal”indeki Rasyonel Çıkmazlar

Erdoğan Baş’ın “Mustafa İslamoğlu’nun Hayat Kitabı Kur’an Adlı Eserinde Rasyonel Yorum” başlıklı akademik çalışması, Mealist metodolojinin metni nasıl zorladığını (tekayyüf) göstermesi açısından kritiktir. İslamoğlu, “Kur’an’ı Kur’an ile anlama” iddiasıyla yola çıksa da, aslında modern rasyonalist zihnin kabul etmekte zorlandığı mucizevi ve metafizik olayları tevil yoluyla “akla uygun” hale getirmeye çalışmaktadır.

  1. Mucizelerin Rasyonalizasyonu: İslamoğlu, Hz. İsa’nın beşikte konuşmasını fiziksel bir konuşma değil, “durum diliyle konuşmak” veya “gelecekte konuşacak olması” şeklinde tevil eder.

  2. Cin ve Şeytan Kavramları: Geleneksel tefsirde “görünmeyen varlıklar” olarak tanımlanan Cinler, İslamoğlu’nun eserinde bazen “yabancı kavimler”, bazen “mikroskobik canlılar” veya “iç dürtüler” olarak rasyonalize edilmektedir.

  3. Fil Suresi ve Ebabil: İslamoğlu ve benzeri modernist yorumcular, Fil Suresi’ndeki “Ebabil kuşları”nı, atılan taşları (siccil) çiçek hastalığı veya mikroplar olarak tevil ederler.

Bu durum şunu gösterir: Mealist fıkıh yazılamaz, çünkü metin (nas), yazarın zihnindeki modern şablona göre sürekli bükülmektedir. Sabit bir metin algısı olmayınca, sabit bir hukuk (fıkıh) da oluşamaz.

Sonuç: Mealizm Bir Bataklığı!

Kullanıcının “Mealistler fıkıh kitabı hiç yazamadı” tespiti, son yüzyılın İslami hareketler sosyolojisi açısından son derece isabetli ve yıkıcı bir gözlemdir.

Mezheplerin ihtilafı, bir okyanusun farklı kıyılarında yüzmek gibidir; su aynıdır (Kur’an ve Sünnet), yüzme teknikleri (İçtihat usulleri) farklıdır. Ancak Mealistlerin durumu, bataklıkta çırpınmaktır. Biri “Su yok” der, diğeri “Su aslında topraktır” der, öteki “Yüzmek diye bir şey yoktur” der.

“Sizde de mezhepler var” itirazı, içi boş bir savunma mekanizmasıdır. Çünkü:

  1. Mezhepler “Ne?” sorusunda anlaşır (Namaz, Oruç, Hac, Zekat farzdır), “Nasıl?” sorusunda teferruatta ayrışır.

  2. Mealistler ise “Ne?” sorusunda bile kavgadadır (Namaz var mı? Başörtüsü var mı? Kader var mı? Kurban var mı?).

Dolayısıyla, ortada bir bina (sistem) yoktur; sadece mevcut binayı (geleneksel İslam) taşlayan, ancak kendi taşlarıyla bir kulübe dahi inşa edemeyen dağınık, ihtilaflı ve tenakuzlarla dolu bir şantiye alanı vardır.


Kaynakça ve Referanslar

1 Okur, Kaşif H. (2018). Kur’an İslam’ı Söyleminin Fıkıh Usulü Açısından Değerlendirilmesi. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferansı.

2 Kartal, N. Kur’an Müslümanlığı Fıkıh Usulü Tartışmaları. İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi.

3 Çelik, A. (2021). Kur’an İslamı Söyleminin Metodolojik Açmazları. Dergipark.

4 “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” hadisi ve yorumları için bkz: Sorularla İslamiyet (2011). Mezheplerin ihtilafı rahmettir hadisi sahih mi?

5 Dinimiz İslam. Mezhep Farklılıklarının Hikmeti.

6 Ateş, S. (2003). Kur’an’da 5 Değil 3 Vakit Namaz Farz. Hürriyet Gazetesi Arşivi; Edip Yüksel, Mesaj.

7 Öztürk, Y. N. (2014). İslam ve Giyim Kuşam. Hürriyet Gazetesi Köşe Yazısı; Eliaçık, İ. (2016). Başörtüsü İslam’ın Temel Değeri Değildir. İndigo Dergisi Röportajı.

8 Yüksel, E. (1985). Üzerinde 19 Var. (Reşad Halife’nin Tevbe suresi son iki ayetini inkarını destekleyen görüşleri).

9 Kur’an-ı Kerim, Nisa Suresi 34. Ayet.

10 İslamoğlu, M. (2008). Hayat Kitabı Kur’an: Gerekçeli Meal-Tefsir. Nisa 34 Meali.

11 Yüksel, E. Mesaj: Kuran Çevirisi. Nisa 34 Meali.

12 Öztürk, Y. N. Kur’an-ı Kerim Meali. (Farklı baskılardaki değişimler için bkz: RESS Journal, Nisa 34 Karşılaştırması).

13 Kur’an-ı Kerim, Talak Suresi 1. Ayet.

14 Kur’an-ı Kerim, Maide Suresi 6. Ayet.

15 Diyanet İşleri Başkanlığı. Kur’an Yolu Tefsiri. Maide 6. Ayet Tefsiri.

16 Yüksel, E. Abdestte Ayakları Yıkamak mı Gerekir? Edip Yüksel Makaleleri.

17 İslamoğlu, M. Abdest Ayeti Tefsiri. Siretü’l-Kur’an Dersleri.

18 Okuyan, M. Abdestte Ayak Yıkama Görüşü. YouTube/Seminer Kayıtları.

19 Kur’an-ı Kerim, Maide Suresi 38. Ayet.

20 Eliaçık, İ. Yaşayan Kur’an Meali. Maide 38 Açıklaması; Hırsızlık Cezası Yorumu. YouTube Kayıtları.

21 Yüksel, E. Nisa 11-12 Matematiksel Hata İddiası ve 19 Sistemi Çözümü.

22 Bayındır, A. Miras Hukukunda Yeni Yaklaşımlar. Süleymaniye Vakfı Yayınları.

 

24 Diyanet İşleri Başkanlığı. Namaz Vakitleri Hakkında Kurul Kararı.

25 Yüksel, E. Kuran’a Göre Namaz. Quranix Appendix.

26 Süleymaniye Vakfı. İmsak ve Yatsı Vakitleri Hakkında Diyanet’e Cevap.

27 Öztürk, Y. N. Faiz ve Banka Kredisi Hakkında Görüşler. Eski Eserler ve Fetva Arşivi.

28 Bayındır, A. Ticaret ve Faiz. Süleymaniye Vakfı Araştırmaları.

Taslaman, C. Kripto Para ve Faiz İlişkisi. Röportaj.

Baş, E. (2008). Mustafa İslamoğlu’nun Hayat Kitabı Kur’an Adlı Eserinde Rasyonel Yorum. Usul İslam Araştırmaları Dergisi, 10, 77-106.

İslamoğlu, M. Hayat Kitabı Kur’an. Al-i İmran 46. Ayet Dipnotu.

Editor

www.darulislam.com.tr

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu