Fıkıh UsûlüNamaz - OruçSual & Cevâb

İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin İkindi Namazı Vaktinin Tayininde Ecîr (İşçiler) Hadisi’nin İstidlali Üzerine Derinlemesine Bir Tahkik

İkindi Namazı Vakti

Hermenötik ve Kronometri: İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin İkindi Namazı Vaktinin Tayininde Ecîr (İşçiler) Hadisi’nin İstidlali Üzerine Derinlemesine Bir Tahkik Raporu

1. Giriş: İslam Fıkhında Muvakkit İlmi ve İkindi Namazı İhtilafının Temelleri

İslam hukukunun amelî boyutunun en hayati cüzü olan namaz (salat), Kur’an-ı Kerim’in nassı ile “belirli vakitler üzerine” (kitaben mevkuta) farz kılınmıştır. Bu vakitlerin tayini, yani Mevâkîtü’s-Salât, hem semavi cisimlerin hareketlerinin gözlemlenmesini (astronomi) hem de bu gözlemlerin vahyî metinlerle (hadis ve sünnet) yorumlanmasını gerektiren disiplinler arası bir alandır. Fıkıh mezhepleri arasında beş vakit namazın sınırları hususunda büyük oranda icma (konsensüs) bulunmakla birlikte, İkindi Namazının (Salatü’l-Asr) başlangıç vaktine dair Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanife (r.a.) ile cumhur ulema (diğer üç mezhep imamı ve Ebu Hanife’nin kendi talebeleri İmameyn) arasında asırlardır süregelen köklü bir ihtilaf mevcuttur.

Bu ihtilaf, sadece basit bir zamanlama farkı değil, aynı zamanda nasların yorumlanması, aklın vahiy karşısındaki konumu ve rivayetlerin tearuzu (çelişmesi) durumunda izlenecek metodolojiye dair derin bir usul farkını da ortaya koymaktadır. Çoğunluk (cumhur), ikindi vaktinin, bir cismin gölgesinin kendi boyuna eşit olduğu (zıll-i misil) anda başladığını savunurken; İmam Ebu Hanife, bu vaktin gölgenin cismin boyunun iki katına ulaştığı (zıll-i misleyn) ana kadar girmediğini, o ana kadar vaktin hala Öğle (Zuhr) vakti olduğunu ileri sürmüştür.1

Bu raporun temel amacı, İmam Ebu Hanife’nin bu kendine has (“müferrid”) görüşünü temellendirirken başvurduğu delilleri, özellikle de literatürde “Ecîr Hadisi” (İşçiler Hadisi) veya “Kırat Hadisi” olarak bilinen, ümmetlerin çalışma sürelerini ve ücretlerini mukayese eden nebevi temsili nasıl kullandığını derinlemesine analiz etmektir. Yaygın kanaatin aksine, Ebu Hanife’nin bu hadisi sadece teolojik bir fazilet beyanı olarak değil, aynı zamanda riyazi ve astronomik bir kanıt olarak kurguladığı, bu raporun merkezini oluşturacaktır.

1.1 Araştırmanın Kapsamı ve Metodolojisi

Bu tahkik, öncelikle ilgili hadisin metnini (matn) ve varyantlarını inceleyecek, ardından İmam Ebu Hanife’nin bu metinden çıkardığı “süre mukayesesi” argümanını mantıksal önermeler halinde yeniden inşa edecektir. Akabinde, bu mantıksal örgünün astronomik gerçeklikle (gölge uzama hızları) nasıl örtüştüğü grafiksel betimlemelerle açıklanacak ve karşıt görüşlerin (İmameyn ve Cumhur) itirazları analiz edilecektir.1


2. İhtilafın Mahiyeti: Zıll-i Misil ve Zıll-i Misleyn

Fıkıh literatüründe İkindi namazının vakti, güneşin tepe noktasından (zeval) batıya doğru eğilimiyle başlayan gölge uzamasının belirli bir sınıra ulaşmasıyla tayin edilir. Güneş tam tepedeyken cismin yere düşen asgari gölgesine Fey-i Zeval denir. İhtilaf, bu fey-i zeval hariç tutulmak kaydıyla, gölgenin ne kadar uzaması gerektiği üzerinedir.

2.1 Cumhurun Görüşü (Zıll-i Misil)

İmam Malik, İmam Şafiî, İmam Ahmed b. Hanbel ve Ebu Hanife’nin en önde gelen iki öğrencisi (İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed eş-Şeybanî) ittifakla şu görüştedir:

  • Öğle Vaktinin Sonu / İkindi Vaktinin Başlangıcı: Her şeyin gölgesi, fey-i zeval hariç, kendi misline (bir katına) ulaştığı andır.

  • Delil: Cebrail (a.s.)’ın Hz. Peygamber’e (s.a.v.) namaz kıldırdığına dair rivayet edilen “İmâmet Hadisi”nin zahiri anlamı.4

2.2 İmam Ebu Hanife’nin Görüşü (Zıll-i Misleyn)

İmam-ı Azam Ebu Hanife ise bu konuda cumhurdan ayrılarak şu hükmü vermiştir:

  • Öğle Vaktinin Sonu / İkindi Vaktinin Başlangıcı: Her şeyin gölgesi, fey-i zeval hariç, kendi mislinin iki katına (iki misline) ulaştığı andır.

  • Pratik Sonuç: Bu görüşe göre İkindi namazı, diğer mezheplerin belirlediği vakitten mevsime ve enleme göre yaklaşık 45 dakika ile 1.5 saat daha geç başlamaktadır. Bu süre zarfında kılınan namaz, Ebu Hanife’ye göre hala Öğle namazıdır, diğerlerine göre ise İkindi namazıdır.1

Bu ayrışma, Ebu Hanife’nin delil hiyerarşisinde haber-i vahid (tek kanallı rivayet) ile kıyas ve nassın işareti (dalaletü’l-işare) arasındaki dengeyi nasıl kurduğunun en bariz örneğidir. İşte tam bu noktada, “Ecîr Hadisi” devreye girmektedir.


3. Delil Olarak Ecîr (İşçiler) Hadisi: Metin ve Muhteva Analizi

İmam Ebu Hanife’nin argümanının merkezinde yer alan hadis, Sahih-i Buharî başta olmak üzere pek çok temel kaynakta yer alan ve Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanların amellerini ve ecirlerini (ücretlerini) bir temsille anlatan meşhur bir rivayettir. Bu hadisin Ebu Hanife tarafından kullanımı, metnin sadece uhrevi bir müjde değil, dünyevi bir zaman cetveli olarak okunduğunu göstermektedir.

3.1 Hadisin Metni (Sahih-i Buharî Rivayeti)

Buharî’nin Kitabu’l-Mevakît (Vakitler Kitabı) ve Kitabu’l-İcare (Kiralama/İşçilik Kitabı) bölümlerinde İbn Ömer (r.a.) ve Ebu Musa el-Eş’ari (r.a.) tarikiyle nakledilen hadisin metni mealen şöyledir:

Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:

“Sizin misalinizle sizden önceki Ehl-i Kitabın (Yahudi ve Hristiyanların) misali, işçi tutan bir adamın haline benzer. O adam şöyle dedi:

‘Kim benim için sabah vaktinden gün ortasına (nısf’un-nehar) kadar birer kırat ücretle çalışır?’

Yahudiler bu teklifi kabul ettiler ve (gün ortasına kadar) çalıştılar.

Sonra adam: ‘Kim benim için gün ortasından İkindi namazına (salatü’l-asr) kadar birer kırat ücretle çalışır?’ dedi.

Hristiyanlar bu teklifi kabul ettiler ve (İkindi vaktine kadar) çalıştılar.

Sonra adam: ‘Kim benim için İkindi namazından güneşin batışına (mağrib) kadar ikişer kırat ücretle çalışır?’ dedi.

İşte o sizsiniz (Müslümanlar). Siz (o vakitten güneş batana kadar) çalıştınız. Bunun üzerine Yahudiler ve Hristiyanlar öfkelendiler ve dediler ki:

‘Bizim çalışmamız daha çok (ekser), ücretimiz ise daha az olduğu halde bu nasıl olur?’ (Nahnu ekseru amelen ve ekallu ata’en).

Allah Teala buyurdu ki: ‘Ben sizin hakkınızdan bir şey kestim mi (haksızlık ettim mi)?’

Onlar: ‘Hayır,’ dediler.

Allah Teala buyurdu: ‘İşte bu benim fazlımdır (lütfumdur), onu dilediğime veririm.'” [10]29

3.2 Metindeki Kritik Zaman Dilimleri ve Hukuki Çıkarım Noktaları

Bir fakih gözüyle bu metin incelendiğinde, hadisin kurgusunun üç belirgin zaman dilimi üzerine inşa edildiği görülür:

  1. Birinci Dönem (Yahudiler): Sabah namazından (Fecr) veya Güneşin doğuşundan (Şuruk) Öğle vaktine (Zeval/Nısf’un-nehar) kadar.

  2. İkinci Dönem (Hristiyanlar): Öğle vaktinden (Zeval) İkindi vaktine (Asr) kadar.

  3. Üçüncü Dönem (Müslümanlar): İkindi vaktinden (Asr) Güneşin batışına (Mağrib) kadar.

İmam Ebu Hanife’nin istidlalinin (çıkarımının) kilit noktası, önceki ümmetlerin (Yahudi ve Hristiyanların) Allah’a yönelttikleri şikayet cümlesidir: “Bizim çalışmamız daha çok…” (Nahnu ekseru amelen).

Bu şikayetin metin içindeki bağlamı şöyledir: Allah Teala, onlara cevap verirken “Siz yalan söylüyorsunuz, aslında daha az çalıştınız” dememiş; bilakis “Hakkınızı eksilttim mi?” diye sorarak, onların çok çalıştığı gerçeğini zımnen kabul etmiş, ancak Müslümanlara verilen fazla ücretin bir “adalet” meselesi değil, bir “fazıl” (lütuf) meselesi olduğunu beyan etmiştir. Dolayısıyla, önceki ümmetlerin “daha fazla süre çalıştıkları” iddiası, bu hadisin sahih kurgusu içinde doğrulanmış (takrir edilmiş) bir olgudur.2

Eğer Hristiyanların çalışma süresi (Öğle-İkindi arası), Müslümanların çalışma süresinden (İkindi-Akşam arası) daha kısa veya ona eşit olsaydı, Hristiyanların “Biz daha çok çalıştık” iddiası yalan olurdu ve temsili hikaye mantıksal tutarlılığını yitirirdi. O halde, hukuki ve astronomik olarak Öğle vaktinin süresi, İkindi vaktinin süresinden kesinlikle daha uzun olmalıdır.2


4. İmam Ebu Hanife’nin İstidlali: “Amel Çokluğu”nun Kronometrisi

Ebu Hanife’nin dehası, teolojik bir metni alıp, onu “vaktin belirlenmesi” gibi tamamen teknik bir meselede “belirleyici faktör” (muraccıh) olarak kullanmasında yatar. Onun mantıksal kıyası (syllogism) şu şekilde yeniden inşa edilebilir:

4.1 Mantıksal Önermeler Zinciri

  • Önerme 1 (Nassın İşareti): Hadis-i Şerif’e göre Hristiyanların çalışma süresi (Öğle ile İkindi arası), Müslümanların çalışma süresinden (İkindi ile Akşam arası) daha uzundur (Ekseru amelen).2

  • Önerme 2 (Astronomik Gerçeklik): Eğer İkindi vakti, gölgenin bir misli (Mithl) olduğu anda başlatılırsa, yılın pek çok gününde ve İslam coğrafyasının pek çok enleminde, “İkindi-Akşam” arası süre, “Öğle-İkindi” arası süreye eşit, hatta bazen ondan daha uzun olmaktadır. (Özellikle yaz günlerinde güneş geç battığı için Mithl vaktinden batışa kadar geçen süre çok uzundur).4

  • Önerme 3 (Çelişki): Eğer İkindi Mithl vaktinde başlatılırsa, Hristiyanların “Biz daha çok çalıştık” iddiası geçersiz kalır. Hadisin senaryosu fiziksel gerçeklikle örtüşmez.

  • Önerme 4 (Çözüm): Hadisin senaryosunun doğru olabilmesi için, Öğle vaktinin (Hristiyanların süresinin) uzatılması, İkindi vaktinin (Müslümanların süresinin) ise kısaltılması zorunludur.

  • Sonuç: Bu zorunluluk, ancak İkindi vaktinin başlangıcını Zıll-i Misleyn (iki kat gölge) anına ertelemekle sağlanabilir. Misleyn anında başlatıldığında, Öğle vakti günün en uzun dilimi haline gelir ve Hristiyanların iddiası astronomik olarak doğrulanmış olur.1

4.2 “Yakin” ve “Şüphe” Prensibi (El-Yakinu La Yezulu Bi’ş-Şekk)

Ebu Hanife, bu rasyonel çıkarımı, fıkhın temel kaidelerinden biriyle destekler. Ona göre:

  • Güneşin tepe noktasından kaymasıyla (zeval) Öğle vaktinin girdiği kesindir (yakin).

  • Gölge bir misline ulaştığında (Mithl), vaktin çıkıp çıkmadığı ihtilaflıdır (Cumhura göre çıkmış, Ebu Hanife’ye göre çıkmamıştır).

  • Gölge iki misline ulaştığında (Misleyn), Öğle vaktinin çıktığı ve İkindi vaktinin girdiği konusunda (en azından vaktin sonu itibariyle) bir kesinlik oluşur.

  • Fıkıh kaidesince: “Kesin olan şey, şüphe ile ortadan kalkmaz.” Öğle vaktinin girişi kesin olduğuna göre, çıkışı da kesin bir delille olmalıdır. Misil vaktinde vaktin çıktığı şüphelidir, ancak Misleyn vaktine kadar beklendiğinde, Öğle vaktinin Hristiyanların süresini uzatacak şekilde devam ettiği kesinleşir. Bu nedenle Ebu Hanife, ihtiyaten ve hadisin işaretine uyarak vaktin Misleyn ile değiştiğine hükmeder.1


5. Astronomik Tahkik: Gölge Uzaması ve Mevsimsel Değişkenler

İmam Ebu Hanife’nin bu çıkarımının ne kadar isabetli olduğunu anlamak için, İslam coğrafyasının (özellikle Ebu Hanife’nin yaşadığı Kufe/Irak enleminin) astronomik şartlarına bakmak elzemdir.

5.1 Enlem ve Gölge İlişkisi

Gölge boyu ($S$), cismin boyu ($H$) ve güneşin ufuktan yüksekliği ($\alpha$) arasındaki ilişki trigonometrik olarak $S = H \times \cot(\alpha)$ formülüyle ifade edilir.

  • Kufe Enlemi (~32°N): Ebu Hanife’nin içtihadını yaptığı bölge, Mekke ve Medine’ye (~21-24°N) göre daha kuzeydedir. Kuzey enlemlerinde kışın gölgeler daha hızlı uzar, yazın ise günler çok uzundur.

  • Yaz Mevsimi Senaryosu: Yazın güneş çok geç batar. Eğer İkindi namazını Zıll-i Misil (tek kat gölge) vaktinde başlatırsanız, güneşin batmasına daha saatlerce vakit vardır.

    • Cumhur Görüşü (Misil): Öğle süresi ve İkindi süresi neredeyse eşitlenebilir, bu da Hristiyanların “daha çok çalıştık” iddiasını zayıflatır.

    • Ebu Hanife Görüşü (Misleyn): Misleyn vakti, gölgenin iki katına çıkması zaman alacağı için vakti belirgin şekilde öteler.

    • Netice: Ebu Hanife’nin Misleyn içtihadı, Hristiyanların (Öğle ehlinin) Müslümanlardan (İkindi ehlinden) belirgin bir şekilde daha fazla çalıştığını riyazi olarak garanti altına alır.4

5.2 Kış Mevsimi Senaryosu

Kışın günler kısadır ve gölgeler zaten uzundur. Bu durumda Misil vakti, Zeval vaktinden hemen sonra girer. Eğer Misil esas alınırsa, Öğle namazı vakti çok kısa sürerken, İkindi vakti güneş batana kadar çok daha uzun sürebilir. Bu durum, hadisteki “Hristiyanlar daha çok çalıştı” ifadesine taban tabana zıt bir durum oluşturur. Ebu Hanife’nin Misleyn görüşü, bu dengesizliği gidererek Öğle vaktini makul bir süreye uzatır.


6. Karşıt Deliller ve İmam Ebu Hanife’nin Cevapları

Elbette, Cumhur ulema (Şafiî, Malikî, Hanbelî ve İmameyn) bu görüşe şiddetle itiraz etmiş ve kendi delillerini sunmuşlardır. Ebu Hanife’nin bu delilleri nasıl yorumladığı, onun metodolojisinin derinliğini gösterir.

6.1 Cebrail (a.s.) Hadisi (İmâmet Hadisi)

Cumhurun en büyük delili, Cebrail’in Kabe’de Hz. Peygamber’e (s.a.v.) iki gün üst üste namaz kıldırması olayıdır.

  • 1. Gün: Cebrail, İkindi namazını gölge bir misli (Mithl) olduğunda kıldırmıştır.

  • 2. Gün: Cebrail, Öğle namazını gölge bir misli (Mithl) olduğunda kıldırmıştır (veya o ana yakın bitirmiştir).

  • Cebrail’in Sözü: “Vakit bu ikisinin arasındadır.”

Cumhurun Yorumu: Birinci gün İkindi Mithl vaktinde kılındığına göre, İkindi vakti Mithl ile girer.4

Ebu Hanife’nin Yorumu ve Cevabı: Ebu Hanife, hadisin ikinci gününe dikkat çeker. İkinci gün Cebrail, Öğle namazını gölge bir misli olduğunda kıldırmıştır.

  • Eğer Mithl anı İkindinin başlangıcı olsaydı, Cebrail’in o anda Öğle namazı kıldırmaması gerekirdi. O anda Öğle namazı kıldırıldığına göre, demek ki Mithl anı hala Öğle vaktinin içindedir.

  • Ebu Hanife’ye göre, iki vaktin sınırında şüpheli bir durum (Müşterek Vakit) oluşmuştur. 1. Gün İkindi, 2. Gün Öğle kılınmıştır. Bu çelişkiyi (tearuz) gidermek için, vaktin kesinleştiği daha ileri bir noktaya, yani Misleyn‘e gidilmelidir.1

6.2 İbrad (Serinletme) Hadisi

Bir diğer delil, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) “Sıcak şiddetlendiğinde Öğle namazını serinliğe bırakın (ibrad), çünkü sıcaklığın şiddeti Cehennem’in nefesindendir” hadisidir.5

  • Ebu Hanife’nin İstidlali: Arap yarımadasının kavurucu sıcağında, güneş tepe noktasından biraz kayıp gölge bir misline (Mithl) ulaştığında, hava hala çok sıcaktır. Gerçek bir “serinleme” (ibrad), güneşin daha aşağı indiği ve gölgelerin uzayıp yerin ısısını kaybettiği zamanda olur. Bu da ancak Zıll-i Misleyn (iki kat gölge) zamanında gerçekleşir. Dolayısıyla İbrad emrini tam manasıyla yerine getirmek için Öğle vaktini Misleyn‘e kadar uzatmak gerekir.1

6.3 Ecîr Hadisi’ne Yönelik İtirazlar

Cumhur ulema ve Ebu Hanife’nin öğrencileri (İmameyn), Ecîr Hadisi’nin fıkhî bir hüküm (ahkam) hadisi olmadığını, bir fezai’l (fazilet) ve emsal (kıssa/temsil) hadisi olduğunu savunmuşlardır. Ebu Hanife ise, hadisin zahirinin (açık ifadesinin) “daha çok amel” (ekseru amelen) şeklinde olduğunu ve bunun birincil anlamının “süre/miktar” olduğunu savunarak, tevil yerine zahiri manayı, fiziksel gerçeklikle örtüştürmeyi tercih etmiştir.2


7. Hanefi Mezhebi İçindeki Gelişim ve Fetva

İmam Ebu Hanife’nin bu güçlü argümanlarına rağmen, kendi en yakın öğrencileri olan İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed, hocalarına muhalefet ederek Cumhurun görüşünü (Zıll-i Misil) benimsemişlerdir. Bu durum, Hanefi mezhebi içinde yüzyıllar süren bir iç tartışmayı beraberinde getirmiştir.1

7.1 İmameyn’in Muhalefeti

Ebu Yusuf ve Muhammed, rivayetlerin (özellikle Cebrail hadisinin) açık ifadesinin, Ecîr hadisinden çıkarılan dolaylı işaretten (dalaletü’l-işare) daha baskın olduğunu düşünmüşlerdir.

7.2 Müteahhirun Ulemanın Sentezi ve İhtiyat

Sonraki dönem Hanefi fakihleri (Müteahhirun), bu iki güçlü görüş arasında bir sentez ve ihtiyat yolu bulmaya çalışmışlardır:

  • İhtiyat (Tedbir) Yolu: Bir Müslüman, Öğle namazını Zıll-i Misil (bir kat gölge) olana kadar geciktirmemeli (böylece İmameyn’e göre vaktin çıkması riskinden korunur), İkindi namazını da Zıll-i Misleyn (iki kat gölge) olana kadar kılmamalıdır (böylece Ebu Hanife’ye göre vaktin girmemiş olması riskinden korunur).1

  • Uygulama: Türkiye gibi Hanefi geleneğinin baskın olduğu bazı bölgelerde ve klasik medreselerde Ebu Hanife’nin Misleyn görüşü hala “mezhebin asıl görüşü” (Zahirü’r-Rivaye) olarak kabul edilir.8


8. Üst Düzey Analiz: Hukuk, Teoloji ve Matematiğin Kesişimi

Bu araştırma, Ebu Hanife’nin fıkıh metodolojisinin (Usul-i Fıkıh) sadece nakilcilikten ibaret olmadığını, “naklin akılla yoğrulması” (Dirayet) olduğunu kanıtlamaktadır.

8.1 Nassların Bütünlüğü İlkesi

Ebu Hanife, hadisleri kompartımanlara ayırmamıştır. Bir “teşvik” hadisi (Ecîr hadisi), yeri geldiğinde bir “hüküm” hadisinin (Cebrail hadisi) yorumlanmasında anahtar rol oynamıştır. Eğer Peygamber (s.a.v.) bir benzetme yapıyorsa, bu benzetmenin fiziksel dünyada bir karşılığı olmalıdır.

8.2 Orta Namaz (Salatü’l-Wusta) Psikolojisi

Ebu Hanife’nin Misleyn içtihadı, İkindi namazını günün en sonuna, güneş batmadan önceki kısa ve kıymetli bir dilime sıkıştırır. Bu durum, Kur’an’da özellikle vurgulanan “Orta Namazı koruyun” (Bakara, 238) emrinin psikolojik ağırlığını artırır.8


9. Sonuç ve Değerlendirme

Yapılan bu kapsamlı araştırma neticesinde şu sonuçlara ulaşılmıştır:

  1. Kesin Kullanım: İmam-ı Azam Ebu Hanife, İkindi namazının vaktini Zıll-i Misleyn olarak belirlerken, “Ümmetlerin Emsali ve Ecirleri” (Ecîr) hadisini açık bir delil olarak kullanmıştır.

  2. İstidlalin Mahiyeti: Bu kullanım, hadisin metnindeki “Biz daha çok çalıştık” (Nahnu ekseru amelen) ifadesinin riyazi ve astronomik bir zorunluluk doğurduğu tezine dayanır.2

  3. Bütüncül Metod: Ebu Hanife bu hadisi tek başına kullanmamış, İbrad hadisi ve Yakin-Şüphe kaidesiyle desteklemiş; Cebrail hadisindeki belirsizliği bu hadisin ışığında çözmüştür.1


Dipnotlar

1- Bkz. Exploring Islam, “Source of Conflict about Asr Prayer Time: Logical and Hadith-Based Analysis of Imam Abu Hanifa’s Arguments”; ayrıca bkz. Tabraze Azam, “Why Does the Hanafi School Differ Regarding the Prayer Times?”, SeekersGuidance.

2.Hadiste geçen “نَحْنُ أَكْثَرُ عَمَلًا” (Biz daha çok çalıştık) ifadesinin takrîr yoluyla doğrulanması hakkında bkz. Sahîh-i Buhârî, Kitâbü’l-İcâre; ayrıca bu ifadenin delâletü’l-işâre kapsamında yorumlanması için bkz. Serahsî, el-Mebsûṭ, ilgili bahis.

3.İmam Ebû Hanîfe’nin haber-i vâhid ile kıyas ve istishâb arasındaki tercih metodolojisi için bkz. Serahsî, Usûlü’s-Serahsî; ayrıca Hanefî usûlünde “yakîn–şekk” ilişkisi için bkz. İbnü’l-Hümâm, et-Taḥrîr.

4.Cebrâil (a.s.)’ın Hz. Peygamber’e (s.a.v.) namaz vakitlerini iki gün kıldırdığına dair rivayet için bkz. en-Nesâî, Sünen, Kitâbü Mevâḳîti’ṣ-Ṣalât; et-Tirmizî, Sünen, Kitâbü’ṣ-Ṣalât; ayrıca modern değerlendirme için bkz. DergiPark, “Cebrâil Hadisi ve Namaz Vakitleri Üzerine Bir İnceleme”.

5.“İbrâd” (öğle namazını serinliğe bırakma) hadisi için bkz. en-Nesâî, Sünen, Kitâbü Mevâḳîti’ṣ-Ṣalât; Buhârî, Kitâbü’l-Mevâḳît. Hanefî yorumu için bkz. Kâsânî, Bedâʾiʿu’ṣ-Ṣanâʾiʿ.

6.Hadislerin fazâil–ahkâm ayrımı ve temsîlî rivayetlerin istidlâlde kullanımı hakkında bkz. İbn Abdilberr, et-Temhîd; ayrıca Hanefîlerin zahir–te’vil dengesi için bkz. Debûsî, Takvîmü’l-Edille.

7.İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’in (İmameyn) hocaya muhalefeti ve cumhur görüşünü tercih etmeleri hakkında bkz. Merġīnânî, el-Hidâye; Serahsî, el-Mebsûṭ.

8.Hanefî mezhebinde fetvaya esas görüş ile zâhirü’r-rivâye ayrımı ve ihtiyat uygulamaları hakkında bkz. İbn Âbidîn, Reddü’l-Muḥtâr; ayrıca “Salâtü’l-vustâ” yorumu için bkz. Kurtubî, el-Câmiʿ li-Aḥkâmi’l-Ḳurʾân, Bakara 238. âyet tefsiri.

9.İmam Ebû Hanîfe’nin biyografisi ve ilmî kişiliği için bkz. Damas Cultural Society, “Biography of Abu Hanifa”; ayrıca klasik biyografi için bkz. Hatîb el-Bağdâdî, Târîḫu Baġdâd.

10.Ecîr / İşçiler hadisinin temel rivayetleri için bkz. Buhârî, Kitâbü’l-İcâre; Kitâbü’l-Mevâḳît. Hadisin farklı tarik ve lafızları için bkz. Müslim, Ṣaḥîḥ, Kitâbü’l-Mesâcid (mana itibariyle).

Bibliyografya

Klasik Kaynaklar

  • el-Buhârî, Muhammed b. İsmâʿîl. Ṣaḥîḥu’l-Buḫârî.
    Kitâbü’l-Mevâḳît, Kitâbü’l-İcâre. Çeşitli baskılar.

  • en-Nesâî, Ahmed b. Şuʿayb. Sünenü’n-Nesâî.
    Kitâbü Mevâḳîti’ṣ-Ṣalât. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye.

  • et-Tirmizî, Muhammed b. ʿÎsâ. el-Câmiʿu’ṣ-Ṣaḥîḥ (Sünenü’t-Tirmizî).
    Kitâbü’ṣ-Ṣalât. Beyrut: Dâru’l-Garbi’l-İslâmî.

  • es-Serahsî, Şemsü’l-Eimme. el-Mebsûṭ.
    Beyrut: Dâru’l-Maʿrife.

  • el-Merġīnânî, Burhânü’d-Dîn. el-Hidâye fî Şerḥi Bidâyeti’l-Mübtedî.
    Beyrut: Dâru’l-Fikr.


Modern Akademik Çalışmalar ve Makaleler

  • Exploring Islam.
    “Source of Conflict about Asr Prayer Time: Logical and Hadith-Based Analysis of Imam Abu Hanifa’s Arguments.”
    (İmam Ebû Hanîfe’nin ikindi vakti konusundaki görüşlerinin mantıksal ve hadis temelli analizi).

  • SeekersGuidance.
    Azam, Tabraze.
    “Why Does the Hanafi School Differ Regarding the Prayer Times?”
    (Hanefî mezhebinde namaz vakitleri ihtilafının usûlî temelleri ve ibrâd hadisi bağlamında değerlendirme).

  • DergiPark.
    “Cebrâil Hadisi ve Namaz Vakitleri Üzerine Bir İnceleme.”
    (İmameyn ve cumhurun delil olarak kullandığı Cebrâil hadisinin metni ve yorumu).


Biyografik ve Yardımcı Kaynaklar

  • Damas Cultural Society.
    “Biography of Abu Hanifa.”
    (İmam Ebû Hanîfe’nin hayatı, ilmî şahsiyeti ve fıkhî yaklaşımı).

Editor

www.darulislam.com.tr

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu