
Suâl: Kandil gecelerine mahsus nafile ibadetlerle ihyânın bid‘at olduğunu ileri sürenler bulunduğu hâlde Regaib, Berâat, Mirâc gecesi gibi kandil gecelerinde avâmın bu geceye mahsus namaz, dua ve zikirle bu geceleri ihyâ etmesi; bu maksadla ferdî veya cemaat hâlinde nafile namaz kılması câiz midir? Bu tür amellerin men‘ edilmesi gerekir mi?
el-Cevâb: Câizdir; maslahât-ı râciha bulunduğundan avâm kimselere men‘i kat‘an câiz değildir.
HAŞİYE
Hanefi ‘ameli mezhebine göre “Bayram namazı, cuma namazı gibidir; tek başına kılınmaz.” Lakin İmam Tahâvî, Şerhu Meʿâni’l-Âsâr’da bayram namazını kaçıran kimseler hakkında şöyle demektedir:
ولا يُمنَعُ العوامُّ إذا فاتَتْهم صلاةُ العيد أن يُصلُّوا في بيوتهم
“Bayram namazı kaçıran avâmın, evlerinde (tek başına) kılmalarına engel olunmaz.”(1)
Bu beyan, Tahâvî nezdinde avâmın nafile ibadetlerinde men‘ ve teşdîdin değil, tesvîğ (yasaklanmamış) ve müsamahanın esas alındığını gösterir.
Nitekim bu yaklaşım, fazâil, terğîb ve müstehab ameller konusunda sâir ulemâ tarafından da benimsenmiş genel bir usûl kaidesidir.
Zira muhaddis ve fukahânın çoğunluğuna göre, fazâilü’l-a‘mâl ve terğîb–terhîb bahislerinde zaîf hadisle amel câizdir. Bu görüş, İmam Ahmed b. Hanbel, Abdullah b. el-Mübârek ve Abdurrahman b. Mehdî gibi erken dönem imamlarından nakledilmiştir.(2)
İmam Nevevî bu kaideyi şöyle ifade eder:
“Fazâilü’l-a‘mâl mevzu’unda zaif hadisle amel edilmesi, ulemânın ittifakıyla câizdir.”(3)
Regaib gecesi, Berâat gecesi ve benzeri mübarek vakitlere dair nakledilen rivayetlerin bir kısmı zaîf olmakla birlikte, bu rivayetler ahkâm ve akâid tesis etmek için değil, ibadete teşvik ve ihyâ maksadıyla nakledilmiştir. Bu sebeple bu gecelerde eda edilen namazlar, farz veya vacip olarak görülmemiş, bilakis nafile ve mendûb çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Bu noktada İmam Gazâlî’nin yaklaşımı, avâm–ulemâ ayırımının mahiyetini açıkça ortaya koymaktadır. Gazâlî, İhyâu ‘Ulûmi’d-Dîn’de, halkın ibadete yönelmesini sağlayan uygulamaların bütünüyle reddedilmesini doğru bulmaz ve şöyle der:
“Avâm, kalplerini harekete geçiren vesilelerle ibadete sevk edilir. Bu tür vesileleri bütünüyle ortadan kaldırmak, hayrı azaltır.”(4)
Yine Gazâlî, bid‘at meselesinde şekil ile maksat arasında ayırım yapılması gerektiğini vurgular ve hayra sevk eden uygulamaların toptan inkâr edilmesini ilim ehlinin yolu olarak görmez.(5) Bu yaklaşım, kandil gecelerinde yapılan nafile ibadetlerin maksat itibarıyla meşru, şekil itibarıyla ise tesvîğ edilen ameller kapsamında değerlendirilmesine imkân tanır.
Nitekim İbn Âbidîn, bid‘at bahsinde şu kaideyi zikreder:
“Aslı şer‘î delile dayanan ve hayır maksadıyla yapılan şeyler, Resûlullah döneminde bu şekliyle bulunmamış olsa bile zemmedilen bid‘at değildir.”(6)
Bu çerçevede, ümmetin her asrında Regaib, Mirâc ve Berâat gecelerinin ihyâ edilmiş olması; bu geceye mahsus olsa dahi ferdî veya cemaat hâlinde namaz, dua ve zikirle geçirilmesi; bunun inkâr edilmeksizin devam ettirilmesi, söz konusu amellerin teâmül-i ümmet içinde yer aldığını göstermektedir. İmam Süyûtî de bu tür uygulamaların toptan reddedilmesini doğru bulmamış, umum teşkil eden inkârın ilmî olmadığını ifade etmiştir. (7)
Dolayısıyla, zaîf rivayetlere dayanıyor gerekçesiyle kandil gecelerini ve bu gecelerde avâm tarafından icra edilen nafile ibadetleri bütünüyle reddetmek;
– İmam Tahâvî’nin açıkça ortaya koyduğu avâma yönelik müsamaha ilkesine, fazâilü’l-a‘mâl konusundaki yerleşik hadis ve fıkıh usûlüne, İmam Gazâlî’nin avâmın ibadete sevk edilmesi konusundaki yaklaşımına asla muvâfık değildir.
Bu tür ameller, tesvîğ edilen nafileler kapsamında değerlendirilmiş; men‘ edilmesi değil, avâm için uygun görülmesi esas alınmıştır. Ayrıca ve hususen darul harb hududlarında ikâmet etmek mecburiyyetinde bulunan ümmeti bir araya getirecek ortak bir ‘amel ise yeni ihdas edilse dahi câizdir bile denemez. Lazımedir denir. Hatta bu lazıme kimi zaman vacib dahi olur…!
Nitekim bu noktada usûlî çerçeveyi daha açık biçimde ortaya koyan Şâtıbî, el-Muvâfakât’ta şu küllî kaideyi vaz‘ eder:
“Şeriat bütünüyle maslahat üzere bina edilmiştir.” (8)
Dipnotlar
-
Tahâvî, Şerhu Meʿâni’l-Âsâr, Kitâbü’s-Salât, Bâbü men fâtehu’l-ʿîd.
-
Hatîb el-Bağdâdî, el-Kifâye, s. 134; Süyûtî, Tedrîbü’r-Râvî, I, 252.
-
Nevevî, el-Ezkâr, Mukaddime.
-
Gazâlî, İhyâu ‘Ulûmi’d-Dîn, I, 17–18 (ilim ve amel ilişkisi bahsi).
-
Gazâlî, İhyâ, II, 343 (bid‘at ve âdetler bahsi).
-
İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, I, 376.
-
Süyûtî, Husnü’l-Maksıd fî ‘Ameli’l-Mevlid; ayrıca el-Emr bi’l-İttibâ‘.
- Şâtıbî, el-Muvâfakât, II, 8 (maslahat bahsi).




