Süal: Şerîat-ı Muhammediyye’de, dâru’l-İslâm ile dâru’l-harb beyninde esâs olan hâl harb midir, sulh mu?
Cevâb: Fiilen veyâhūd hükmen harb hâlidir.
Zîrâ, i’lâ-yı kelimetullâhın emrullâh olmasına binâen, kuvveti kafî olması şartıyle, dâru’l-İslâmın, dâru’l-harbi dâru’l-İslama tehavvül etdirmesi işbu, küfrün kahr edilip, Şerîat-ı Muhammediyye’nin hâkim kılınması amel-i kudsiyyesine kuvveti kâfî olmaması hâlinde ise, kuvveti kâfi olması şartıyle, dâru’l-harbi bir muâhede ile harâca kesmek sūretiyle, esâsı îtibâriyle dâru’l-harb olmakla birlikde, muvakkat bir statüko olan dâru’s-sulha tehavvül etdirmesi ile küfrü perîşân etmesinin netîcesinde esâs olan hâl, dâru’l-İslâm ile dâru’l-harb beyninde fiilî, dâru’l-İslâm ile dâru’s-sulh beyninde ise, hükmî zarūrî harbdir.